Adak Nedir

Adak Nedir ? Adak Ne demek ?

1-)ADAK (Nezir)

Allah'u Teala'ya ibadet maksadıyla mükellef olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı kararlaştırmak, kişinin öyle bir ameli kendisine vacip kılması ve bunu yapacağına dair Allah'a söz vermesi.

Allah rızası için yapılan adaklar Allah katında geçerlidir. Yalnız Allah'ın rızası gözetilirse böyle bir ibadetten sevap elde edilir. Sırf Allah rızası için oruç tutmak, sadaka vermek, Kur'an okumak namaz kılmak gibi. Ancak sırf dünyevi bir maksat uğruna yapılan adaklar geçerli değildir. "Falan bir işim olursa şu kadar oruç tutacağım", veya şu kadar sadaka vereceğim demek gibi. Buna benzer dünyaya yönelik isteklerin olması halinde yapılan adaklarda sırf dünyevi bir arzu taşıdığından ibadetlerde aranan ihlas* ve Allah rızası özelliği kaybolmuş oluyor. Aslında böyle bir adak Allah'ın takdirini değiştirmez. Mukadder ne ise o olur. Fakat her ne olursa olsun "falan işim olsun, şöyle böyle oruç tutacağım, sadaka vereceğim..." gibi adakları yaptıktan sonra mutlaka yerine getirmek vacip olur.

Allah'ın rızasını ve yardımını istemek maksadıyla yapılan bu ibadet genellikle bütün semavi dinlerde vardır. Kur'an-ı Kerim'de Hz. Meryem ile ilgili olarak anlatılan kıssada annesinin şöyle dediği ve adakta bulunduğu ifade edilmektedir: "Hani İmran'ın karısı şöyle demişti: 'Rabbim' karnımda taşıdığım çocuğu sadece sana hizmet etmek üzere adadım. Bunu benden kabul buyur Allah'ım sen her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilensin. " (Âl-i İmran, 3/35). Ve yine Hz. Meryem'e şöyle hitab edilmişti: "İnsanlardan birini görürsen "Rahman olan Allah'a konuşmama orucu adadım bugün kimseyle konuşmayacağım" de." (Meryem, 19/26). Yalnız Semavi dinlerde değil, kısmen semavi din özelliği ve kalıntıları taşıyan bazı toplum ve dinlerde de adak inancına rastlanmaktadır. Yahudi ve Hristiyanların yanısıra eski Çin, Türk ve Arap toplumlarında adakların yapıldığı bilinmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de adak ile ilgili olarak bazı hususlar zikredilmişse de bu konuda herhangi bir emir veya nehiy mevcut değildir. Fakat ileride de ele alınacağı gibi adaklar yapıldıktan sonra mutlaka yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bazı hadislerde Rasulullah (s.a.s.), yapıldıktan sonra Allah'a itaat kabilinden olan adakların yerine getirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Tecrid-i Sarih Tercüme ve Şerhi, XII, 226 vd.) Adağın Hz. Peygamber tarafından yasaklandığını ileri sürenler olmuşsa da, bu adaklar insanı kaderden müstağni kılmaya sürükleyen anlayışlara dayalı olan adaklardır. Çünkü yapıldıktan sonra mutlaka yerine getirilmesi kesin olarak emredildiğine ve bu konuda gayet açık hükümler bulunduğuna göre, yasaklanmış bir hususun yapıldıktan sonra yerine getirilmesi isteniyorsa bu yasak ne ile izah edilebilir?

Adak, yemin keffareti*nde olduğu gibi yerine getirilmesi kişinin İslami hükümlere olan sadakatine bağlıdır. Böyle bir adağı yaptıktan sonra onu yapmaması halinde İslam devleti yetkilileri ibadeti ihmal ettiğinden dolayı onu bu konuda zorlayamazlar. Ancak Cenab-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de "Nezirlerini eda etsinler" (el-Hacc, 22/29) buyurmaktadır.

Adağın Şartları

Adağın İslami hükümlere göre geçerli olabilmesinin çeşitli şartları vardır:

1- Adanan ibadetin cinsinden mutlaka bir farz veya vacibin olması gerekir. Örneğin "üç gün oruç tutacağım.", "Şu kadar namaz kılacağım", "Kurban keseceğim", diye adamak caizdir ve böyle bir adak sahihtir. Fakat "Filan hastayı ziyaret edeceğim", "Aldığım malları sermayesine satacağım", demek adak olmuyor. Dolayısıyla Allah rızası için adanan ibadetin cinsinden farz ve vacip olmayan hatta İslam dininde yapılması uygun olmayan, İslam'ın emretmediği kötü geleneklerden ibaret olan türbelere, yatırlara mum yakmak, bu yatırların uğruna bir şeyler yapmak, yatırlara bazı eşyalar adamak caiz değildir. Hatta bu gibi adaklar kesinlikle haramdır .

2- Adayanın akıllı, büluğa ermiş yani ergin olması gerekir. Adağı yapan kimsenin aklından hasta olmaması, çocuk yaşta bulunmaması gerekir. Erginlik çağına ulaşmamış olanlarla delilerin* yaptığı adakların yerine getirilmesi zorunlu değildir.

3- Adanan ibadet o anda veya gelecekte yapılması farz olan bir ibadet olmamalıdır. Mesela 'şu işim olursa öğle namazını veya yatsı namazını kılacağım', yahut 'Ramazan'da oruç tutacağım', veya zengin olduğu halde 'Kurban bayramında kurban keseceğim' gibi adaklar sahih değildir. Çünkü bu gibi ibadetler zaten farz veya vacip ibadetler olup yerine getirilmesi gereken ibadetlerdir. Buna göre bu tür adaklar geçerli değildir.

4- Adanan ibadet ayrıca bir farz veya vacip bir ibadete sebep ve zemin türünden olmamalıdır. Örneğin abdest almayı veya tilavet secdesi yapmayı adamak da sahih bir adak değildir. Zira bu gibi ibadetler farz olan ibadetlere vesiledir, onun için adanmaz.

5- Adanan şey Allah'ın razı olmayacağı, günah özelliği taşıyan türden de olmamalıdır. Mesela "Şu işim olursa kendimi Allah rızası için kurban edeceğim" diye bir adak yapmak geçerli olmadığı gibi haramdır. Fakat aslında İslam'ın emrettiği bir ibadet iken yine İslam'ın başka bir sebepten dolayı yasakladığı bir ibadet türü ise geçerli olur. Mesela bir kimsenin Ramazan Bayramı'nın birinci gününde veya Kurban Bayramı'nın ilk üç gününde oruç tutmayı adaması sahih bir adaktır. Ancak bu günlerde oruç tutmak haram olduğu için, başka bir zamanda bu adağını kaza eder.

6- Adanan şeyin yerine getirilmesi mümkün olmalıdır. Mesela geçen falan günde yahut falanın geleceği günde oruç tutmak gibi. Geçen bir gün geri gelmeyeceği gibi, falan kimsenin gece veya gündüz zeval vaktinden sonra gelmesi halinde artık oruç tutulamayacağı bellidir. Çünkü oruç gündüz tutulduğu gibi fecirden başlanması gerekir. Dolayısıyla böyle bir adak olmaz.

7- Adanan şey bir malın sadaka* olarak verilmesi ise, adanan mal adağı yapanın malından ve servetinden fazla olmamalıdır. Çünkü adağı yapan kimse ancak mal varlığı kadar bir tasaddukta bulunabilecektir. Ayrıca başkasının malını tasadduk etmeyi adamak da caiz değildir.

Adağın Kısımları

Nezir'in şarta bağlı olan ve olmayan şeklinde ikiye ayrıldığı gibi bu türler de ayrıca kendi aralarında çeşitli kısımlara ayrılmaktadırlar.

A- Şarta bağlı olan adaklar

Bunlara ıstılahi olarak "Muallak Adaklar" denir. Muallak adaklar ikiye ayrılır:

1- Bazı hususların gerçekleşmesine ve yapılmasına bağlanan adaklar. Mesela 'Hastalığım geçer ve iyileşirsem şu kadar oruç tutacağım' veya 'Şu kadar kurban keseceğim' şeklinde yapılan adak gibi. Bu hastalığı geçerse bu ibadeti derhal yerine getirmek gerekir. Böyle bir adağı daha sonra yapmak her ne kadar caiz ise de hemen yerine getirilmesi daha sevaptır.

2- Bazı iyi ve güzel hususların gerçekleşmemesi ve yapılmaması için adanan adaklar. Örneğin, 'Falan kimse ile konuşursam şu ibadeti yapmak üzerime vacip olsun' şeklindeki adaklar gibi. Burada koşulan şart falan kimse ile konuşmamadır. Bu şarta rağmen o kimse ile konuşulursa adağı yerine getirmek yahut bunun yerine yemin keffareti ödemek gerekir.

Genel olarak belli bir şarta bağlanan adaklar belirtilen şartın gerçekleşmesinden önce yapılmazlar. Örneğin 'Falan işim olursa şu kadar oruç tutacağım' diye adak yapılıp o işi gerçekleşmeden adadığı orucu tutarsa adağını yerine getirmiş olmaz. Adı geçen işi gerçekleşince yeniden o orucu tutması gerekir.

Aynı şekilde bu tür bir adak belirli bir zaman, yer ve kişilere yahut belli bir şekle bağlanırsa mutlaka bu belirlenen şekilde yapılması şart değildir. Mesela 'Falan işim olursa falan gün veya falan ay oruç tutacağım, şu parayı falan adama vereceğim', yahut şu kadar namazı falan camide kılacağım' dese belirtilen işi gerçekleşince belirttiği gün veya ayda oruç tutması şart değildir. Zikrettiği kişiye belirlediği parayı vermesi yahut söylediği camide namaz kılması şartı aranmamaktadır. Orucunu istediği bir zamanda tutması, sadakasını istediği kimseye vermesi, namazını istediği herhangi bir camide kılması mümkündür.

B- Şarta bağlı olmayan adaklar

Bunlara da "Mutlak Adaklar" adı verilmektedir. Bu tür adaklar da ikiye ayrılmaktadır.

1- Belirli olan yani muayyen adaklar: Şarta bağlı olmadan yapılan adaklardır. Mesela 'önümüzdeki perşembe günü oruç tutmayı adamak' gibi.

Belirli olmayan adaklar. Bunlara da 'Gayr-i Muayyen Adaklar' denir. Bu tür adaklar da hiçbir şart ve zamana bağlı olmayan adak türleridir. Mesela "Şu kadar gün oruç tutacağım" diyerek hiçbir şart ve zamana bağlamadan bir müddet oruç tutmayı adamak gibi.

Bütün bu hükümlere göre Mutlak * yani bir şarta bağlı olmadan adanan oruçların kesin olarak yerine getirilmeleri gerekir. Belirli bir zamanda yapılması adanan adak başka bir günde kaza edilmelidir. Aynı şekilde bu tür mutlak adaklarda belirli bir yer ve kişi ile belirli bir miktar da önemli değildir. Mühim olan bu adakların yerine getirilmesidir. Belirlenen yer, kişi ve miktarlar değiştirilebilir.

Adak Kurbanı:

Adanılan şey bazen kurban* olabilir. Bu durumda şu iki hususa dikkat edilmelidir:

1- Kurban davar, sığır ve deve gibi dört ayaklı hayvanlardan olur. Tavuk, kaz ve hindi gibi iki ayaklı hayvanlardan kurban olmaz.

2- Kurbanın etinden onu adayan kimse ile usul ve füru* yiyemezler. Kurbanın eti fakirlere tasadduk edilir. Şayet yerlerse yedikleri miktarın değerini fakirlere vermeleri gerekir.

Ahmed AĞIRAKÇA


2-)

Allah'u Teala'ya ibadet maksadıyla mükellef olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı kararlaştırmak, kişinin öyle bir ameli kendisine vacip kılması ve bunu yapacağına dair Allah'a söz vermesine Adak denir.

Allah rızası için yapılan adaklar Allah katında geçerlidir. Yalnız Allah'ın rızası gözetilirse böyle bir ibadetten sevap elde edilir. Sırf Allah rızası için oruç tutmak, sadaka vermek, Kur'an okumak namaz kılmak gibi. Ancak sırf dünyevi bir maksat uğruna yapılan adaklar geçerli değildir. "Falan bir işim olursa şu kadar oruç tutacağım", veya şu kadar sadaka vereceğim demek gibi. Buna benzer dünyaya yönelik isteklerin olması halinde yapılan adaklarda sırf dünyevi bir arzu taşıdığından ibadetlerde aranan ihlas* ve Allah rızası özelliği kaybolmuş oluyor. Aslında böyle bir adak Allah'ın takdirini değiştirmez. Mukadder ne ise o olur. Fakat her ne olursa olsun "falan işim olsun, şöyle böyle oruç tutacağım, sadaka vereceğim..." gibi adakları yaptıktan sonra mutlaka yerine getirmek vacip olur.

Allah'ın rızasını ve yardımını istemek maksadıyla yapılan bu ibadet genellikle bütün semavi dinlerde vardır. Kur'an-ı Kerim'de Hz. Meryem ile ilgili olarak anlatılan kıssada annesinin şöyle dediği ve adakta bulunduğu ifade edilmektedir: "Hani İmran'ın karısı şöyle demişti: 'Rabbim' karnımda taşıdığım çocuğu sadece sana hizmet etmek üzere adadım. Bunu benden kabul buyur Allah'ım sen her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilensin. " (Âl-i İmran, 3/35). Ve yine Hz. Meryem'e şöyle hitab edilmişti: "İnsanlardan birini görürsen "Rahman olan Allah'a konuşmama orucu adadım bugün kimseyle konuşmayacağım" de." (Meryem, 19/26). Yalnız Semavi dinlerde değil, kısmen semavi din özelliği ve kalıntıları taşıyan bazı toplum ve dinlerde de adak inancına rastlanmaktadır. Yahudi ve Hristiyanların yanısıra eski Çin, Türk ve Arap toplumlarında adakların yapıldığı bilinmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de adak ile ilgili olarak bazı hususlar zikredilmişse de bu konuda herhangi bir emir veya nehiy mevcut değildir. Fakat ileride de ele alınacağı gibi adaklar yapıldıktan sonra mutlaka yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bazı Hadislerde Rasulullah (s.a.s.), yapıldıktan sonra Allah'a itaat kabılinden olan adakların yerine getirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Tecrid-i Sarih Tercüme ve Şerhi, XII, 226 vd.) Adağın Hz. Peygamber tarafından yasaklandığını ileri sürenler olmuşsa da, bu adaklar insanı kaderden müstağni kılmaya sürükleyen anlayışlara dayalı olan adaklardır. Çünkü yapıldıktan sonra mutlaka yerine getirilmesi kesin olarak emredildiğine ve bu konuda gayet açık hükümler bulunduğuna göre, yasaklanmış bir hususun yapıldıktan sonra yerine getirilmesi isteniyorsa bu yasak ne ile izah edilebilir?

Adak, yemin keffareti*nde olduğu gibi yerine getirilmesi kişinin İslami hükümlere olan sadakatine bağlıdır. Böyle bir adağı yaptıktan sonra onu yapmaması halinde İslam devleti yetkilileri ibadeti ihmal ettiğinden dolayı onu bu konuda zorlayamazlar. Ancak Cenab-ı Hakk Kur'an-ı Kerim'de "Nezirlerini eda etsinler" (el-Hacc, 22/29) buyurmaktadır.



3-)Allahü teala Kur'an-ı kerimde buyurdu ki:

Adaklarını yerine getirsinler." (Hac suresi: 29)

Adak ibadettir. Allah için yapılır. Kul için yapılmaz. Adak edilen şeyin farz veya vacib olan bir ibadete benzemesi veya başlıbaşına bir ibadet olması lazımdır. Namaz, oruç, hacca gitmek, köle azad etmek vb. adak edilir. Abdest almak, ölü kefenlemek, ezan okumak, mekteb ve cami yapmak başlıbaşına ibadet olmadıkları için adak yapılmazlar. Adak iki türlüdür: 1) Mutlak adak: Allahü teala için bir sene oruç tutacağım demek gibi. Düşünmeden, söz arasında dilinden çıkmış olsa da yerine getirmek vacibtir. 2) Şarta bağlı adak. Hastam iyi olursa Allah için şu kadar sadaka vermek, sevabını mesela Seyyid Ahmed Bedevi hazretlerine bağışlamak nezrim, adağım olsun demek gibi. Hasta iyi oldukdan sonra bunları yapmak lazım olur. Adağı yerine getirmek vacibdir. Bazı alimler farzdır, dedi. (İbn-i Âbidin)


4-)Adama işi veya adanılan şey, nezir
Örnek:Hanım, bu aldığınız şeylerin adağını unuttunuz. H. R. Gürpınar


5-)Yerine getirileceğine söz verilen böcek yutma, mum yakma, oruç tutma, besin sunma, su dökme, kurban kesme, şenlik yapma gibi adamak eylemi ya da adanılan şeylerden her biri. bk.adak yapmak, yakarı, cancılık,tapıncak.


6-)Bir dileğin, bir isteğin yerine gelmesi amacıyla kutsal sayılan bir güce adanmış nesne. 2. Mevsim, zaman.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Vow, votive offering.
İngilizcesi İngilizce
Oblation.
İngilizcesi İngilizce
Offer.
İngilizcesi İngilizce
Offering.
İngilizcesi İngilizce
Threat.
Fransızcası Fransızca
Voeu, oblation

  • Eğer Tanrıça kendisine sunulan çiçek, parfüm gibi şeyleri içeren Adaktan memnun kalırsa, tekne suya sürükleniyor ve Adak Tanrıça tarafından kutsanmış oluyor.
  • Salon : TOBB-ETÜ Hakemler : Murat Ciner, Gökhan Tekce, Atakan Adak TED Ankara Kolejliler : Bobbitt 3, Gökçe 2, Makbule 9, Dabovic 14, Walker 19, Tuğçe Canbaz, Aysu, Tuğçe Murat 3, Duygu 12, Deniz 3, Zeynep Kayseri KASKİ : Jones 7, Ayşegül 7, Yasemin 6, Prat 10, Sanders 18, Tuğba 10, Maltsi 21, Esra, Aysun 3, 1.

Sizde içinde Adak kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Adak kelimesi anlamı 772 defa okunmuştur. [241423] Adak kelime anlamı, Adak nedir, Adak ne demek, Adak sözlük anlamı

Paylaş