Fidye Nedir

Fidye Nedir ? Fidye Ne demek ?

1-)Alm. Lösegeld (n), Fr. Rançon (f), İng. Ransom. Kurtuluş bedeli. Bir kimsenin esirlikten veya başına gelen bir beladan kurtulmak karşılığında verilen para, mal vs.

Ticaret hukukunda: Bir geminin düşman veya korsanlar tarafından durdurulması halinde, gemideki yük ve rehineleri kurtarmak amacıyla verilen bedel “fidye” olarak isimlendirilir. Nitekim, 6762 sayılı ve 1.1.1967 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun 1194. mad. göre; “Geminin düşman veya deniz haydutları tarafından durdurulup da fidye verilerek geminin ve yükün kurtarılması halinde, rehinelerin geçim ve kurtarma masraflarıyla birlikte verilen fidye müşterek avarya olarak kabul edilir.” hükmü vardır.

İslam Hukukunda: Bir Müslümanın hastalık, ihtiyarlık veya başka bir imkansızlık sebebiyle yerine getiremediği dini bir ibadetten dolayı fakirlere para, mal ve yiyecek olarak verilmesi lazım gelen bedele “fidye” denir. Dini bir ibadetin yerine getirilememesi sebebiyle ödenecek fidye, fakir bir kimsenin sabah ve akşam bir günlük yiyeceğidir. Bir sadaka-ı fıtra (fitreye) eşittir. Bir fitre de, 1750 gr buğday ve buğday unu veya bunların bedeli olan altın ve gümüş ile 3,5 kg arpa, kuru üzüm ve hurma veya bunların bedelidir.

Kur’an-ı kerimde Allahü teala, tutulamayan Ramazan-ı şerif orucu ile bunun kazası ve nezir (adak) oruçları için fidye verileceğini açıkça bildirmektedir:

O size farz kılınan oruç, sayılı günlerdir. O günlerde sizden kim hasta, yahut seferde (yolculukta) olur da iftar ederse (orucu bozarsa), tutamadığı günler sayısınca sıhhat bulduğu veya rahat ettiği başka günlerde oruç tutar. Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya güç yetiremeyenler üzerine bir yoksul (fakir) doyuracak kadar fidye vermek lazımdır. Bununla beraber kim fidyeyi çok verir, yahut hem oruç tutar hem de fidye verirse, onun için daha hayırlı olur. Size seferde oruç bozmak ve yaşlı halinizde fidye vermek izni verilmişken, yine oruç tutsanız hakkınızda hayırlıdır. Eğer orucun faziletini bilirseniz... (Bakara suresi: 184)

Yolculuk, hastalık veya başka bir özrü sebebiyle Ramazan orucu tutamamış kimse, bunu tamamen veya kısmen kaza edebilecek bir zaman bulmuş olduğu halde, kaza etmeden vefat edecek olursa -eğer malı varsa- kazası icab eden her gün için bir fidye verilmesini vasiyet etmesi lazım olur. Bu fidye ölenin, malının üçte birinden fakirlere verilir. Özürsüz olarak oruç tutmayanın da, bunun gibi kaza edecek vakit bulamaması halinde, fidye verilmesini vasiyet etmesi icab etmektedir. Yukarıdaki özürleri sebebiyle, oruç tutamamış ve kaza etmeye de vakit bulamadan vefat eden kimsenin, fidye verilmesini vasiyet etmesi lazım olmaz. Bununla beraber vasiyet etse, malının üçte birinden fidyesinin verilmesi icab eder.

Hac ve Umre ibadetlerindeki kusurundan dolayı da fidye olarak bir kurban kesmesini veya oruç tutmasını Allahü teala Kur’an-ı kerimde bildirmektedir;

Haccı da, umreyi de Allah için farz ve sünnetleriyle tam yapın. Fakat herhangi bir sebeple bunlardan kim umresini bitirip ondan faydalanarak haccı yaparsa, kolayına gelen bir kurban kesmek vacib olur (gerekir). Fakat kesecek kurban bulamazsa veya buna gücü yetmezse, ona hac günlerinde 3 gün, vatanına döndüğü zaman 7 gün ki, tam on gün oruç tutmak vacib olur. Bu hüküm Mescid-i Haram’da (Mekke’de) oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun (Hac ahkamını koruyun) ve bilin ki, Allah’ın azabı cidden çok şiddetlidir. (Barakara suresi: 196)

İslam devletler hukukunda, savaş esirlerine uygulanacak hükümler hususunda devlet reisine geniş yetkiler verilmiştir. Esirin hayatta kalmasının zararı göz önünde tutularak idam edilmesi, para ve mal karşılığında salıverilmesi, karşılıklı olarak esirlerin değiştirilmesi ve hatta karşılıksız salıverilmesi, yahut köle elde tutulması gibi seçimlik yetkiler tanınmıştır. Bu yetkiler, her devredeki hal ve şartlara uygun bir tarzda, dinin ve devletin menfeatleri göz ününde tutularak kullanılır. Nitekim Bedir Harbi esirlerinin bir kısmı, kurtuluş fidyeleri olarak Müslüman çocuklarına okuyup yazma öğretmeyi üzerine almışlardı.

Kazaya kalan namaz borçlarından kurtulmak için kılınması farz olan vakitlerinde eda edememiş ve sonra da kaza etmek için zaman bulamadan vefat eden kimse, namazlarının iskatını (borçlarından kurtulmasını) vasiyet etmiş ise her bir namazı için oruçta olduğu gibi bir fidye (fıtra) verilmesi icab eder. (Bkz. Devir ve Iskat)


2-)1. Çok yaşlı ve hasta olan kimsenin tutamadığı oruç, ölüm hastalığına yakalananın kılamadığı namaz, vefat etmiş kimsenin namaz ve oruç borçları için ve hacda, ihramlının hastalık özründen dolayı ihramın bazı yasaklarını işlemesine karşılık vermesi gereken bedel.

Allahü teala Kur'an-ı kerimde mealen buyurdu ki:

O, size farz kılınan oruç, sayılı günlerdir. O günlerde sizden kim hasta, yahut seferde olur da iftar ederse, tutamadığı günler sayısınca sıhhat bulduğu ve rahat ettiği başka günlerde oruç tutar. Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya güç getiremeyenler üzerine bir yoksul doyuracak kadar fidye vermek lazımdır. Bununla beraber kim fidyeyi çok verir, yahut hem oruç tutar, hem de fidye verirse, onun için daha hayırlı olur. Size seferde (yolculukta) oruç bozmak ve yaşlı halinizde fidye vermek izni verilmişken, yine oruç tutsanız hakkınızda hayırlıdır, eğer orucun faziletini bilirseniz. (Bekara suresi: 184)

Bir kimseyi namaz ve oruç borcundan kurtarmak için yapılan muameleye iskat denir. Her günlük oruç ve her vakit namaza karşılık verilmesi gereken fidye bir fıtradır. Hacda ihramlının işlediği yasak sebebiyle vermesi gereken fidye ya oruç, ya sadaka, yahut nüsuktur. Oruç fidyesi üç gün oruç tutmaktır, sadaka fidyesi, altı fakire birer fıtra (mesela 1750 gr buğday) vermektir, nüsuk fidyesi ise, kurban kesmektir. (İbn-i Âbidin)

İhtiyar olup, ölünceye kadar Ramazan veya kazaya kalmış oruçlarını tutamıyacak kimse ve iyi olmasından ümid kesilen hasta gizli yemelidir.Zengin ise, her gün için bir fıtra yani beşyüz yirmi dirhem (bin yedi yüz elli gram) buğday veya un veya kıymeti kadar altın veya gümüş para, bir veya bir kaç fakire fidye olarak verir. Ramazanın başında veya sonunda toptan hepsi bir fakire de verilebilir. Fidye verdikten sonra kuvvetlenirse, Ramazan oruçlarını ve kaza oruçlarını tutar. Fidye vermeden ölürse, ıskat yapılması için vasiyet eder. Fakir ise, fidye vermez. Dua eder. (İbn-i Âbidin)

Namaz ve oruç borçlarının iskatı (düşürülmesi) için vasiyet eden meyyitin (ölünün) velisi yani mirasını yerine sarf için vasiyet ettiği vasisi, vasisi yoksa varisi (mirascısı), mirasın üçte birinden, herbir vakit namaz için, vitr namazı için ve kaza edilmesi lazım olan bir günlük oruç için birer fıtra mesela bin yedi yüz elli gram) buğdayı fakirlere (veya fakirlerin vekillerine) fidye olarak sadaka verir. (Tahtavi)

2. Bir kimsenin harpte esirlikten kurtulması için verilen bedel (para, mal).

Hanefi mezhebinde, esirler fidye karşılığında salıverilmez. Fakat İmam-ı Muhammed'e göre, müslümanların mal ve paraya ihtiyaçları varsa, fidye karşılığında serbest bırakılabilir. (İbn-i Hümam)


3-)Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para, kurtulmalık, fidyeinecat
Örnek:Baskı altında tutulduğunu bilip fidye vaat ederek seni kaçıracak birini aramışım. K. Bilbaşar


4-)Bk. kurtulmalık


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Ransom.
İngilizcesi İngilizce
Ransom kurtulmalık.

  • Fidye isteyen çete çökertildi .
  • Başkan, tavanın yükseltilmesi halinde"Cumhuriyetçiler ekonomiyi batırmadıkları için vergi avantajı beklemesin, ekonomi için Fidye ödemeyiz"diye konuştu.

Sizde içinde Fidye kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Fidye kelimesi anlamı 154 defa okunmuştur. [237403] Fidye kelime anlamı, Fidye nedir, Fidye ne demek, Fidye sözlük anlamı

Paylaş