Kısmet Nedir

Kısmet Nedir ? Kısmet Ne demek ?

1-)KISMET



Kader, talih, nasip; kazanç talihi: Bölme, taksim, pay etme işlemi.

Ortak mülkte hisseleri belirleyip sahiplerine paylaştırmak. Yani ölçü, tartı ve metre gibi bir ölçekle hisseleri birbirinden ayırıp ifraz etme.

Günümüzde Anadolu'nun değişik yörelerinde İslam öncesi Şamanizm ve İran Zerdüşt dini kalıntılarıyla Orta Asya'dan getirilen Hinduizm inançları, halk arasında hala yaşanırlığını devam ettirmektedir. Kısmet taşı, kısmet tepesi, kısmet dağı, kısmet ağacı, vb. gibi İslam'a ters düşen inançlar bu türdendir. Bu dağlar, tepeler ve taşlar kısmetini dileyenlerin ona kavuşacaklarına inanılarak kutsallaştırılmıştır. Örneğin, evlenmemiş kızlar bu taşların yanında ya da bu tepelerde yanık türküler söylerler. Kısmetim neyse bir an önce olsun anlamındaki bu tür dileklerde, gelen kısmete razı olunacağını gösterir. Ağaca bez bağlama, cami duvarına anahtar sokma, Hıdrellezlerde ateş üzerinden atlama, ağaç diplerine para gömme gibi bir çok değişik şekillerde görülen bu tür inanışlar zamanla halk arasında dinden bir parça halini almış görülmektedir. Bazı yörelerde bu tür bir fiili yapmayan insanların uğursuzluğa maruz kalacağı inancı yaygındır. Ya da genç kızların evlenemeyeceğine inanılır. Cahiliyye dönemi arapların bir işi yapmadan önce başvurdukları fal okları buna benzer bir başka kısmet inancını yansıtır. Onlar yola çıkacakları veya bir işe başlayacakları sırada fal oklarına bakarlar ve hareketlerini bunlara göre düzenlerlerdi.

Halk arasında yaygın olan kısmet anlayışının bir başka yönü de aşırı kadercilik anlayışıdır.

İradenin gözardı edildiği bu tür bir anlayış insanların yaşantılarına girerek tevekkülcü, hazırcı, her şeyi Allah'tan bekleyen bir yaşam şekline dönüşmüştür.

İslam her Şeyin Allah'ın takdiri sonucu meydana geldiğine inanmayı emreder. Takdir Allah'ındır. "Allahu Teala sizi önce balçıktan yaratan sonra bir ölüm zamanı hükmedendir..." (el-En'am, 6/2) buyurmaktadır. Kader Allah'ın takdir etmiş olduğu; kullar tarafından önceden bilinmesi mümkün olmayan ancak "levh-i mahfuz"da yazılı bulunan hükümlerdir. "Küçük, büyük her şey (levh-i mahfuz'da) yazılıdır" (el-Kamer, 54/53). İnsan iradesiyle dünyadaki yaşantısı sonucu önceden bilemediği, ancak Allah'ın bildiği kaderi doğrultusunda bir yaşantı benimsemektedir (Ayrıca bk. kader).

Kısmet, taksim ölçme pay ve bölme anlamlarına geldiği gibi talih ve kader anlamında kullanılır.

İslam'ın pay, nasip ve kısmet olarak ele aldığı konuya gelince:

Bir malı taksim etmenin caiz olduğunu gösteren deliller vardır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Onlara, sıralarına göre suyun kendileriyle o deve arasında pay edilmiş olduğunu söyle" (el-Kamer, 54/28). Allah'ın Resulü de ganimet mallarını ashab-ı kiram arasında taksim etmiş ve "Her hak sahibine hakkını ver" buyurmuştur. Birçok ortak malların bu şekliyle kalması, sahiplerinin zararına, koruma güçlüğüne yol açacağından, bunların taksimi aklen de gereklidir. İslam Devletinin gerekli hallerde ortak mülklerin paylaştırılması için halka yardımcı olmak üzere "taksim memuru (kassam)" tayin etmesi gerekir. Bunların maaşı Devletçe ödenir. Çünkü bu görev, hakim görevi gibidir. Halkın bir takım anlaşmazlıklarını çözer. Eğer maaşları Devletçe ödenmezse, malı taksim edilenlerden kişi başına "taksim edici memur"un ücreti alınır.

Taksim; ölçü, tartı, sayı veya metre ile ölçülerek yapılır. Eğer mal misli değilse, bu takdirde kıymet takdiri yapılarak denkleştirilir. Dükkan, daire, han gibi gayrimenkullere önce kıymet konulur ve denkleştirilir. Daha kıymetli yeri olan, diğerlerine fazlalığı nakit parayla öder. Hisseler belirlenince numara konulur ve hissedarlar arasında kur'a çekilir. Hisseler birbirinden ayırdedilerek ifrazı yapılır. Riba cereyan eden mallarda kabala taksim geçerli değildir. Mesela, bir yığın buğdaya ortak olan iki kişiden birisi, şu kısım benim, diğer kısım senin olsun diye ölçü veya tartısız taksim yapsa bu geçerli olmaz. Taksimin mahkeme yoluyla yapılması için, ortakların tamamının veya içlerinden birisinin talepte bulunması gerekir. Rıza yoluyla taksimde bütün ortakların rızası şarttır. Çünkü bu bir çeşit hisse mübadelesi olacağından karşılıklı rızayı gerektirir. Mal misli ise, bir ortağın hazır bulunmaması taksime engel olmaz. Ortakların arasında çocuk ve akıl hastası varsa, velisi onun yerine geçer. Hisselerin adaletli bir şekilde denkleştirilmesi gerekir. Hisseler arasında fahiş gabin derecesinde miktar veya kıymet farkı varsa, hissesi az olan "Taksimde fahiş gabin davası" açabilir. Mal, taksimi kabil olmayan cinsten ise taksim olunamaz. Mesela; yalnız erkeklere veya yalnız kadınlara mahsus olan ortak hamam taksime elverişli değildir. Ortak alacakların (deyn) taksimi, kabzedilmedikçe, geçerli değildir. Çünkü alacak zimmette hükmen mevcut fakat gerçekte yok sayıldığı için ifrazı kabil olmaz. Taksim memuru ücreti ortaklardan alacaksa, miktarı taksim olunan malın kırkta biri kadardır. Bu ücret Ebu Hanife'ye göre hissedarların sayısına, İmameyn'e göre ise hisselerine göre verilir.

Taksim tamamlandıktan sonra, her ortak kendi hissesine, bağımsız olarak malik olur ve dilediği gibi tasarruf edebilir. Ancak bu tasarrufunda komşuya fahiş bir şekilde zarar vermemelidir. Aksi halde tasarruftan men olunabilir. Ebu Hanife, mülkler üzerinde, başkasına zarar verse bile serbest tasarrufun mümkün olduğu görüşündedir. Ancak diğer bazı fakihler bu hakkı fahiş zararla sınırlamışlardır. Taksim sırasında yol ve su geçirme hakları tanınmışsa, bu şartlara uyulur. Yol ve su yolunun başka tarafa çevrilmesi mümkünse çevrilir, değilse eski yol ve su yolu hakkı devam eder.

Taksimi kabil olan ortak bir arsaya, hissedarlardan birisi diğerlerinin izni olmaksızın kendisi için bina yapsa, diğerlerinin talebi üzerine bu bina kaldırılır. Arsa o şekliyle taksim edilir ve bina bulunan kısım, sahibine isabet ederse anlaşmazlık biter. Başka bir hissedara düşerse, binaya -eğer önceden izin verilmemişse- yıktırabilir. Bu yıktırmadan dolayı hissenin kıymetinde eksiklik olursa, binayı izinsiz yapan hu zararı da tazmin eder.

Hamdi DÖNDÜREN


2-)

Kader, talih, nasip; kazanç talihi: Bölme, taksim, pay etme işlemi.

Ortak mülkte hisseleri belirleyip sahiplerine paylaştırmak. Yani ölçü, tartı ve metre gibi bir ölçekle hisseleri birbirinden ayırıp ifraz etme.

Günümüzde Anadolu'nun değişik yörelerinde Islam öncesi Şamanizm ve Iran Zerdüşt dini kalıntılarıyla Orta Asya'dan getirilen Hinduizm inançları, halk arasında hala yaşanırlığını devam ettirmektedir. Kısmet taşı, kısmet tepesi, kısmet dağı, kısmet ağacı, vb. gibi Islam'a ters düşen inançlar bu türdendir. Bu dağlar, tepeler ve taşlar kısmetini dileyenlerin ona kavuşacaklarına inanılarak kutsallaştırılmıştır. Örneğin, evlenmemiş kızlar bu taşların yanında ya da bu tepelerde yanık türküler söylerler. Kısmetim neyse bir an önce olsun anlamındaki bu tür dileklerde, gelen kısmete razı olunacağını gösterir. Ağaca bez bağlama, cami duvarına anahtar sokma, Hıdrellezlerde ateş üzerinden atlama, ağaç diplerine para gömme gibi bir çok değişik şekillerde görülen bu tür inanışlar zamanla halk arasında dinden bir parça halini almış görülmektedir. Bazı yörelerde bu tür bir fiili yapmayan insanların uğursuzluğa maruz kalacağı inancı yaygındır. Ya da genç kızların evlenemeyeceğine inanılır. Cahiliyye dönemi arapların bir işi yapmadan önce başvurdukları fal okları buna benzer bir başka kısmet inancını yansıtır. Onlar yola çıkacakları veya bir işe başlayacakları sırada fal oklarına bakarlar ve hareketlerini bunlara göre düzenlerlerdi.

Halk arasında yaygın olan kısmet anlayışının bir başka yönü de aşırı kadercilik anlayışıdır.

Iradenin gözardı edildiği bu tür bir anlayış insanların yaşantılarına girerek tevekkülcü, hazırcı, her şeyi Allah'tan bekleyen bir yaşam şekline dönüşmüştür.

Islam her Şeyin Allah'ın takdiri sonucu meydana geldiğine inanmayı emreder. Takdir Allah'ındır. "Allahu Teala sizi önce balçıktan yaratan sonra bir ölüm zamanı hükmedendir..." (el-En'am, 6/2) buyurmaktadır. Kader Allah'ın takdir etmiş olduğu; kullar tarafından önceden bilinmesi mümkün olmayan ancak "levh-i mahfuz"da yazılı bulunan hükümlerdir. "Küçük, büyük her şey (levh-i mahfuz'da) yazılıdır" (el-Kamer, 54/53). Insan iradesiyle dünyadaki yaşantısı sonucu önceden bilemediği, ancak Allah'ın bildiği kaderi doğrultusunda bir yaşantı benimsemektedir (Ayrıca bk. kader).

Kısmet, taksim ölçme pay ve bölme anlamlarına geldiği gibi talih ve kader anlamında kullanılır.

İslam'ın pay, nasip ve kısmet olarak ele aldığı konuya gelince:

Bir malı taksim etmenin caiz olduğunu gösteren deliller vardır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Onlara, sıralarına göre suyun kendileriyle o deve arasında pay edilmiş olduğunu söyle" (el-Kamer, 54/28). Allah'ın Resulü de ganimet mallarını ashab-ı kiram arasında taksim etmiş ve "Her hak sahibine hakkını ver" buyurmuştur. Birçok ortak malların bu şekliyle kalması, sahiplerinin zararına, koruma güçlüğüne yol açacağından, bunların taksimi aklen de gereklidir. Islam Devletinin gerekli hallerde ortak mülklerin paylaştırılması için halka yardımcı olmak üzere "taksim memuru (kassam)" tayin etmesi gerekir. Bunların maaşı Devletçe ödenir. Çünkü bu görev, hakim görevi gibidir. Halkın bir takım anlaşmazlıklarını çözer. Eğer maaşları Devletçe ödenmezse, malı taksim edilenlerden kişi başına "taksim edici memur"un ücreti alınır.

Taksim; ölçü, tartı, sayı veya metre ile ölçülerek yapılır. Eğer mal misli değilse, bu takdirde kıymet takdiri yapılarak denkleştirilir. Dükkan, daire, han gibi gayrımenkullere önce kıymet konulur ve denkleştirilir. Daha kıymetli yeri olan, diğerlerine fazlalığı nakit parayla öder. Hisseler belirlenince numara konulur ve hissedarlar arasında kur'a çekilir. Hisseler birbirinden ayırdedilerek ifrazı yapılır. Riba cereyan eden mallarda kabala taksim geçerli değildir. Mesela, bir yığın buğdaya ortak olan iki kişiden birisi, şu kısım benim, diğer kısım senin olsun diye ölçü veya tartısız taksim yapsa bu geçerli olmaz. Taksimin mahkeme yoluyla yapılması için, ortakların tamamının veya içlerinden birisinin talepte bulunması gerekir. Rıza yoluyla taksimde bütün ortakların rızası şarttır. Çünkü bu bir çeşit hisse mübadelesi olacağından karşılıklı rızayı gerektirir. Mal misli ise, bir ortağın hazır bulunmaması taksime engel olmaz. Ortakların arasında çocuk ve akıl hastası varsa, velisi onun yerine geçer. Hisselerin adaletli bir şekilde denkleştirilmesi gerekir. Hisseler arasında fahiş gabin derecesinde miktar veya kıymet farkı varsa, hissesi az olan "Taksimde fahiş gabin davası" açabilir. Mal, taksimi kabıl olmayan cinsten ise taksim olunamaz. Mesela; yalnız erkeklere veya yalnız kadınlara mahsus olan ortak hamam taksime elverişli değildir. Ortak alacakların (deyn) taksimi, kabzedilmedikçe, geçerli değildir. Çünkü alacak zimmette hükmen mevcut fakat gerçekte yok sayıldığı için ifrazı kabıl olmaz. Taksim memuru ücreti ortaklardan alacaksa, miktarı taksim olunan malın kırkta biri kadardır. Bu ücret Ebu Hanife'ye göre hissedarların sayısına, Imameyn'e göre ise hisselerine göre verilir.

Taksim tamamlandıktan sonra, her ortak kendi hissesine, bağımsız olarak malik olur ve dilediği gibi tasarruf edebilir. Ancak bu tasarrufunda komşuya fahiş bir şekilde zarar vermemelidir. Aksi halde tasarruftan men olunabilir. Ebu Hanife, mülkler üzerinde, başkasına zarar verse bile serbest tasarrufun mümkün olduğu görüşündedir. Ancak diğer bazı fakihler bu hakkı fahiş zararla sınırlamışlardır. Taksim sırasında yol ve su geçirme hakları tanınmışsa, bu şartlara uyulur. Yol ve su yolunun başka tarafa çevrilmesi mümkünse çevrilir, değilse eski yol ve su yolu hakkı devam eder.

Taksimi kabil olan ortak bir arsaya, hissedarlardan birisi diğerlerinin izni olmaksızın kendisi için bina yapsa, diğerlerinin talebi üzerine bu bina kaldırılır. Arsa o şekliyle taksim edilir ve bina bulunan kısım, sahibine isabet ederse anlaşmazlık biter. Başka bir hissedara düşerse, binaya -eğer önceden izin verilmemişse- yıktırabilir. Bu yıktırmadan dolayı hissenin kıymetinde eksiklik olursa, binayı izinsiz yapan hu zararı da tazmin eder.


3-)Bir müslüman ancak her hangi bir işte aklını kullandığı, her çareye baş vurduğu ve son derece çalıştığı halde bir başarıya ulaşamazsa, me'yus (ümidsiz) olmamalı ve bu sonucun Allahü tealanın kendisi için münasip gördüğü bir husus olduğunu kabullenerek, kısmetine razı olmalıdır. Yoksa hiçbir şey yapmadan, çalışmadan, öğrenmeden ve bilmeden yan gelip yatmak ve ağzını havaya açarak kısmetini beklemek müslümanlıkta büyük günahtır. (Kemahlı Feyzullah)

Kısmet aynı zamanda büyük bir teselli kaynağıdır. "Ben vazifemi yaptım, fakat ne yapayım ki kısmetim bu imiş" diyen bir müslüman bir işte başarısız olsa bile, ümitsizliğe kapılmaz ve büyük bir iç huzuru ile çalışmaya devam eder. (Kemahlı Feyzullah)

Kısmetindir gezdiren yer yer seni,

Gafil olma, akıbet (sonunda) yer, yir seni.

(Ahmed Mekki Efendi)

2. Birkaç kimsenin bir şeydeki hisse-i şayialarını (ayrılmamış hisselerini) kile, terazi, arşın gibi bir ölçü aleti ile tayin ve tahsis etme, belli etme, ayırma.

Kassamın yani taksimat, bölüştürmeyi yapacak olanın adaletli, emin (güvenilir) ve kısmet işini bilmesi lazımdır. (Ebüssü'ud Efendi, Abdullah Musuli)


4-)Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
Örnek:Kısmet ise gelir Hint'ten Yemen'den, kısmet değilse ne gelir elden? Atasözü


5-)Evlenme talihi


6-)Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu.


7-)Talih, kader, şans.


8-)"Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü.


9-)1. bölme, pay etme, hisselere ayırma. 2. talih, nasip, kad 3. şayi olan hisseyi tayin etme belirtme.


10-)Tann&


11-)8217;nın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader.


12-)Bölmek ve ayırmak. Bahşetmek. Taksim etmek.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Destiny.
İngilizcesi İngilizce
Fate.
İngilizcesi İngilizce
Chance.
İngilizcesi İngilizce
Fortune.
İngilizcesi İngilizce
Kismet.
İngilizcesi İngilizce
Fatality.
İngilizcesi İngilizce
İnning.
İngilizcesi İngilizce
İnnings.
İngilizcesi İngilizce
Moira.
İngilizcesi İngilizce
Portion.
İngilizcesi İngilizce
Predestination.
İngilizcesi İngilizce
Shot.
İngilizcesi İngilizce
Foreordination.
İngilizcesi İngilizce
Luck.
İngilizcesi İngilizce
Chance of marriage for a girl.
İngilizcesi İngilizce
Match.
İngilizcesi İngilizce
Chance of marriage.
İngilizcesi İngilizce
Lottery.

  • Bayağı merak ettim şimdi, umarım Kısmet olursa ben de görmek isterim orayı.
  • Kısmet bu albümeymiş.

Sizde içinde Kısmet kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kısmet kelimesi anlamı 607 defa okunmuştur. [242105] Kısmet kelime anlamı, Kısmet nedir, Kısmet ne demek, Kısmet sözlük anlamı

Paylaş