Lukata Nedir

Lukata Nedir ? Lukata Ne demek ?

1-)Alm. Fund (m); gefundenes kind (n), Fr. Chose (f) trouvee; enfant (m), trouvé, İng. Things found; founding. Bulunan sahipsiz mal, eşya. Bir yerde bulunmuş olup, sahibi bilinmeyen kayıp mala “Lukata” denir. Cami, hamam kapısına veya yol üzerine bırakılan çocuklara da “Lakit” denir.

Canlı ve cansız menkul (taşınır) bir malı elinde bulunduran ve mülkiyetine sahip kimsenin kendi iradesi, isteği dışında elinden çıkması ve henüz kimsenin eline geçmemiş olması halinde, bulunan mal, lukata hükümlerine tabi olur. Mülkiyet hakkına riayet eden bütün hukuk sistemlerinde, lukata hakkında kanuni düzenlemeler getirilmiştir. Genel olarak bütün kanunlarda lukatayı bulana bir takım müeyyideler (yaptırımlar) yüklenmiştir. Böyle sahipsiz bir malı eline geçiren kimse, bu müeyyidelerin gereğini yerine getirmediği taktirde onu gasp etmiş sayılmaktadır. Gasp ise, ağır bir hırsızlık suçu olup işleyen cezalandırılır.

Türk Medeni Kanunu’nda, “Menkul Mülkiyeti” başlığı altında, 693, 694, 695 ve 698’inci maddelerinde lukataya ait hükümler düzenlenmiştir. Menkul (taşınır) mülkiyet her sahipsiz malı lukata hükümlerine tabi saymamıştır. Sahipsiz bir malı ihraz eden (eline geçiren) ona malik olur (mad. 691). Çok zaman önce saklanmış defineler, menkul veya gayrimenkul mal sahibinin mülkü sayılmakla beraber, defineyi keşfeden ikramiye talep edebilir (mad. 696). İlmi kıymeti haiz ve nadirattan olan eşya ile antika hazinenin mülkü sayılmıştır (mad. 697).

Lukatayı bulan, sahibini biliyorsa, ona teslim eder, bilmiyorsa polise haber verir. Lukata bir evde veya bir işyerinde bulunmuşsa, oranın sorumlusuna teslim edilir; buna uymayanlar için TCK, para cezasını öngörür. Eğer lukatanın sahibi bilindiği ortaya çıkarsa, ceza bir misli artar. Lukata bulan, korumak zorundadır. Eğer saklanması zor ve bozulacak bir eşya ise açık arttırma ile satışa çıkarılır. Lukata, zabıtaya teslim edilmiş ve bir yıl içinde sahibi bulunmamışsa, ilan edildikten sonra yine açık arttırma ile satılır ve elde edilen bedel o eşyanın yerine geçer.

Lukata bozulmadan ve kolaylıkla korunabilecek bir eşya ise ve beş yıl sahibi bulunmamışsa, bulan bazı haklar kazanır. Eğer eşyayı kaybeden mükafat vad etmişse, buna hak kazanır. Eğer böyle bir vad yoksa, eşya sahibi ortaya çıkarak eşyayı alırsa, bulanın eşyayı korumak için veya ilan için yaptığı masrafı öder. Bulanın lukataya sahib olabilmesi için ilan ve zabıtaya teslim tarihinden itibaren beş yıl geçmesi gerekir.

İslam hukukunda: Fıkıh kitaplarında Kitab-ül-Lukata başlığı altında lukatanın hükümleri düzenlenmiştir. Bu hükümler kıymetli fıkıh kitaplarında, İbn-i Âbidin, Bedayi, Mecelle, Mevkufat ve Türkçe Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye vs. geniş olarak açıklanmaktadır. İslam hukukuna göre de lukata, yerde bulunup, sahibi belli olmayan maldır. Sahibine vereceğinden emin olanın, korumak için alması sünnettir. Yerde helak olacak ise, alması farz olur. “Arayan olursa bana gönderin” diyerek iki kimseyi şahit yapar ve kalabalık bir yerde tarif ederek sahibini arar. Sahibi çıkıncaya veya durmakla bozuluncaya kadar helak olursa ödemez. Sahibi çıkmayacağını veya bozulacağını anlarsa, artık aramaz. Beytülmala verir. Beytülmal yoksa, sadaka verir. Bulan fakir ise kendi kullanabilir. Sahibi sonradan çıkarsa, ya kabul eder, yahut bulana veya fakire tazmin ettirir. Kabul eden veya tazmin eden sevap kazanır.

Varisi olmayan zenginlerin bıraktığı mal ve yerde bulunup sahibi çıkmayan şeyler, devletin hazinesinde (Beytülmalde) toplanır. Hastanelere, fakirlerin cenazelerini kaldırmağa sarfedilir ve çalışamayacak haldeki kimsesiz fakirlere verilir. Bu malları hakkı olanlara ulaştırmak hükümetin vazifesidir.

Lukata; çekirdek, nar kabuğu, biçildikten sonra tarlada kalan başak gibi sahibi tarafından aranmayacak veya kıymetsiz bir şey olursa ilan etmeden bulanın bunlardan faydalanmasına izin vardır.


2-)LUKATA



Bir şeyi yerden kaldırıp almak; ilmi, kitaplardan öğrenmek; kılları yolmak; bulunan mal hakkında kullanılan bir İslam hukuku terimi. Mülkiyetini veya üzerindeki hakkını terketme niyyeti olmaksızın sahibinin iradesi dışında kaybolmuş ve başkası tarafından bulunup sahibine verilmek üzere alınmış, bulanın sahibini bilmediği muhterem (üzerinde sahibinden başkasının tasarruf hakkı olmayan) mal.

Lukata ile ilgili hükümleri İslam hukukunun iki temel kaynağından ikincisi olan Hz. Peygamber'in sünneti düzenlemektedir. Kur'an-ı Kerim lukata ile ilgili hükümleri açıklamamıştır (bk. Ebu Davud, Sünne, 5; Azimabadi, Avnu'l-Mabud, Medine 1388-89/1968-69, XII, 354-356). Bu durum sünnet'e olan ihtiyacın en açık delilidir.

Lukata konusunun mihverini teşkil eden hadis şudur: Zeyd b. Halid el-Cüheni (r.a.)'dan rivayet edildiğine. göre Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: Bir adam Hz. Peygamber (s.a.s)'e gelerek lukatanın hükmünü sordu. Hz. Peygamber: "Onun mahfazasını ve bağını belle, sonra bir yıl ilan et! Sahibi gelirse verirsin. Aksi takdirde onu nasıl istersen öyle yap" buyurdu. Adam: Koyunun hükmü nedir diye sordu. Hz. Peygamber:

"Onu al. O ya senin yahut din kardeşinin veya kurdundur" buyurdu. Adam; -kaybolmuş devenin hükmü nedir diye sordu. Hz. Peygamber: "Ondan sana ne? Su tulumu ve çarığı beraberinde. Sahibi rastlayıncaya kadar suya gider ve ağaçları yer" buyurdu (Buhari, Lukata 1, 2, 3, 4, 9, 10,11; Müslim, Lukata,1, 2, 5, 7, 8, 9...).

Bulunan malın alınmasının efdal olup olmadığı ihtilaflıdır. Hanefi ve Şafiilere göre bulunan bir malın sahibine vermek üzere alınması, terkinden efdaldir. Çünkü böyle bir malı almakla, onun kaybolması önlenmiş olmaktadır. Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855) ise, böyle bir malı almanın, nefsi haram yemekle karşı karşıya getireceğinden, terkinin daha faziletli olduğu görüşündedir (Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Kahire 1327-28/1910, VI, 200; İbnü'l-Humam, Fethu'l-Kadir, Kahire 1389/1970, VI, 118; Şirbini, Muğni'l-Muhtaç, Kahire 1379/195960, II, 406; İbn Kudame, el-Muğni, Nşr. M. Halil Herras, Kahire, ty., V, 694). Lukatanın alınıp muhafaza edilmesi ve sahibi çıktığında ona verilmesi, bütün ilahi dinlerde mevcud bulunan zaruret-i diniyye'den malı koruma prensibine dahildir (Karafi, el-Furuk, Kahire 1347, IV,33). Lukatayı alırken mültakit (lukatayı alan)in niyyeti önemlidir. Lukatayı alan sahibine vermek üzere alırsa, lukata onun yanında emanet hükmündedir ve telef olması halinde. ödeme mükellefiyeti yoktur. Ancak kendisine mal edinmek maksadıyla ahrsa; gasıb hükmündedir ve malın telef edilmesi halinde tazmin gerekir (Vehbe ez-Zühayli, Nazariyyetü'd-Daman, Dımaşk 1402/1982, s. 174-175; Ali el-Hafif, ed-Daman fil-Fıkhi'l-İslami, Kahire 1971, I,102,104,107). Ancak Lukatayı alanın sahibine vermek üzere emaneten aldığının ortaya konulması bazı görevlerin yerine getirilmesine bağlıdır. Bunlar;

a. İşhad: Lukatayı alanın bunu kendisi için almayıp sahibine vermek üzere aldığına iki adil kişiyi şahid tutmasıdır. Ebu Hanife'ye göre işhad vacip; Maliki, Şafii ve Hanbelilere göre müstehaptır (Tahavi, Şerhu Meani'l-Asar, Kahire 1388/1968, IV,136; Şevkani, Neylü'l-Evtar, Kahire 1357/1983, V, 339; Nevevi, el-Mecmu, Beyrut, t.y., XV, 255-258; İbn Kudame, a.g.e., V, 708; Necib el-Mutii, Tekmiletü'l-Mecmü', Baci, el-Münteka, Kahire 1332, VI, 135).

b. İlan: Lukatanın -sopa, kırbaç, ip vb. gibi insanların değer vermediği önemsiz şeyler haricinde- 1 yıl ilanı vaciptir (Tahavi, a.g.e., IV, 136; İbn Kudame, a.g.e., V, 694; Baci, a.g.e., VI, 136; Nevevi, Şerhu'l-Müslim, Kahire 1349, XII, 22). İlandan maksad malını sahibine ulaştırmaktır. Bundan dolayı ilan insanların kalabalık bulundukları yerlerde özellikle malın bulunduğu civarda belli aralıklarla yapılmalıdır. Mültakit lukatayı ilan ederken sadece cinsini -altın, gümüş gibi- zikretmelidir. Vasıfların hepsini zikretmesi halinde buna muttali olan ve sahibi olmayan birisi lukatayı kendisinin olduğunu iddia ederek alabilir. Bu durumda multakit lukatayı tazmin eder. Buna göre lukata başkasına gösterilemez (Erdebili, el-Envar, Kahire 1326, I, 446; Baci, a.g.e., VI, 136). İlan herhangi bir masrafı gerektirirse Hanefi, Şafii, Hanbelilere göre ilan masrafları multakite aittir. Malikilere göre ise multakit lukatanın ilanı için yapılacak masrafları lukatadan verilmek üzere bir başkasına yaptırabilir (Vehbe ez-Zühayli, el-Fıkhu'l-İslami, Dımaşk 1405/1985, V, 778; Abdülkerim Zeydan, Mecmua Buhus Fıkhiyye, Bağdad 1407/1986, s. 329-330).

Şari'in lukatayı alma konusundaki izni işhad ve ilanla kayıtlıdır. Bu görevleri yerine getirmeye multakit hakkında gasb hükümleri uygulanır (bk. Gasb mad.).

Multakitin bulduğu malı koruması ve ilan etmesi karşılığında bir ücret hakkı yoktur. Yaptıkları, teberrudan ibarettir. Ancak mal sahibi multakite bahşiş verebilir. Hanbeli ve Şafiilere göre ise mal sahibinin vaadi varsa mültakit buna hak kazanır (Kasani, a.g.e., II, 202; İbn Adilberr, el-Kafi, Riyad 1400/1980, II, 839; İbn Kudame, a.g.e.,V, 745; Şafii, el-Ümm, Bulak 1321-25, III,.291).

Multakitin lukataya yapmış olduğu masrafları mal sahibinden alabilmesi için masrafları hakimin izniyle yapmış olması şarttır. Aksi takdirde bu masraflar teberru mahiyetindedir. Hakimin izniyle yapılan masrafları mal sahibinin ödememesi durumunda multakite masrafları ödettirinceye kadar malı hapis hakkı doğar (Şeyh Bedreddin, Camiul-Fusuleyn, Kahire 1300, II, 81; Kasani, a.g.e., VI, 203; İbnü'l-Hümam a.g.e.,VI, 127).

Lukatanın sahibi olduğunu iddia edene teslimi:

Lukatanın sahibi geldiğinde kendisine malın verilmesi gerekir. Ancak lukatanın kendisinin olduğunu iddia edenin doğruluğunu anlamak için iki yol vardır:

1. Lukatanın vasıflarını bilmek,

2. Delil ile ispat.

Lukatanın, kendisinin olduğunu delil ile isbat edene verilmesi ittifakla vaciptir. Ancak lukatanın vasıflarını bilene verilmesi Hanefilere göre vacip değildir. Hanbeli ve Malikilere göre ise vasıflarını bilene lukata verilir. Şafiilere göre ise multakit vasfedenin doğru söylediğine kanaatı varsa lukatayı vasfedene verebilir (Serahsi, el-Mebsut, Kahire 1324-31, XI, 8; Kasani, a.g.e., VI, 202; İbnü'l-Hümam, a.g.e., VI, 129 vd.; İbn Kudame, a.g.e., V, 709-711; Sehnun, el-Müdevvene" Kahire 1324, VI, 174-175; Şafii, a.g.e., III, 288; Şirbini, a.g.e., II, 416).

Lukatanın kısımları

1. Hayvanlar: Hayvanın zayıflaması, sahibinin nafakasını karşılayamaması vb. sebeplerle sahibinin terkedip başkasının alıp beslediği hayvanlar, terk esnasında sahibi, kim alırsa onun olsun demiş ise, mal, alıp besleyene aittir. Böyle bir şey söylememişse, sahibi malını alır; ancak masrafı tazmin eder (İbn Nuceym, el-Bahru'r-Raik, Kahire 1333, V,125).

Hanefilere göre, bulunan bir hayvanın alınması diğer lukatalar gibi caizdir. Hanbeli, Şafii, Maliki ve Zahirilere göre ise devenin alınması caiz değildir. İhtilafın kaynağı yukarıda zikredilen hadistir (Serahsi, a.g.e., XI, 11; Şirbini, a.g.e., II, 43B Baci, a.g.e., VI,139-140; İbn Kudame, V, 740-741. Bu konudaki tartışma için bk. Tahavi, Şerhu Meanil-Âsar, Kahire 1988/1968, IV, 133-136; İslami Araştırmalar, Temmuz 1986, sayı:1, s. 42).

Kendini korumaktan aciz olan koyun, kaz, tavuk gibi hayvanların alınması caizdir. Bu tip hayvanlar sahibi çıkmadığında yenilebilir. Ancak cumhura (fukaha çoğunluğu) göre, sahibi çıktığında bedelinin ödenmesi gerekir. İmam Malik'e göre ise gerekmez (İbn Rüşd, Bidayetü'l-Müctehid, İstanbul 1985, II, 257-258; Şevkani, Neylül-Evtar, Kahire 1357/1983, V, 342).

2. Dayanıklı olmayan lukatalar: Hanefilere göre bozulacağından korkulan andan biraz öncesine kadar ilan edilir. Sahibi çıkmazsa multakit bunu yiyebilir. Şafii ve Hanbelilere göre kavun, karpuz, üzüm gibi uzun süre dayanıklı olmayan malları bulan dilerse yer, bedelini borçlanır; dilerse satıp parasını muhafaza edebilir. Malikilere göre ise dayanıklı olmayan lukatalarda ilan şartı yoktur. Multakit fakirse yiyebilir veya sadaka verebilir. Mal sahibi bundan sonra gelirse multakit yemiş ise bedeli öder; sadaka vermiş ise mal sahibi dilerse sadakaya razı olur, dilerse ödettirir (Serahsi, a.g.e., XI, 9; Necib el-Multii, Tekmiletül-Mecmu, XV, 278; İbn Kudame, a.g.e., V, 739; Sehnun, a.g.e., VI, 175).

3. Kullanımı haram olan bulunmuş şeyler: Bir müslümana ait olan içki, domuz vb. gibi kullanılması haram olan şeyler mal olamayacağından ilanı şart olmadığı gibi, imha da edilebilir (Necib el-Mutii, a.g.e., XV, 278).

4. Önemsiz lukatalar (tafih): İp, sopa, kırbaç, yiyecek kırıntısı gibi bulunan önemsiz şeyler, ilana gerek kalmadan kullanılabilir. Ancak sahibi gelirse geri alabilir (Buhari, Buyu, 4; Lukata, 6; Müslim, Zekat, 164,166,...; Şevkani, a.g.e., V, 337). Çünkü başkasına göre önemsiz de olsa hiç bir hak zayi olmaz.

5. Mekke'nin lukatası: Mekke'nin lukatasının alınıp alınmayacağı konusu ihtilaflıdır. Bu konuda ihtilafın kaynağı şu hadis-i Şeriftir: "....Onun dikeni koparılmaz, ağacı kesilmez, kaybolan eşyası alınmaz. Meğer ki, bulan ilan maksadıyla almış ola..." Buhari, Lukata, 7; Müslim, Hacc, 447, 448; Ebu Davud, Menasik, 89; Nesai, Menasik 110, 120; İbn Mace, Menasik, 103; Darimi, Buyu, 60; Müsned, I, 318, 348; II, 238). Hanefi ve Malikilere göre lukata konusundaki hadisler mutlak olduğundan Mekke'nin lukatası ile diğer yerlerin lukatası arasında fark yoktur. Bu hadisinde Hz. Peygamber (s.a.s) çeşitli beldelerden yabancıların gelip memleketlerine dönmesi sebebiyle sahibi bulunamaz endişesiyle Mekke'nin lukatası ilanı gerektirmez vehmini insanların kafasından silmeyi ve ilan konusunda azami titizliğin gösterilmesini murat etmiştir. Hanbeli ve Şafiilere göre ise Mekke'nin lukatası ancak ilan maksadıyla alınabilir ve ebedi olarak ilan edilir, temellükü caiz değildir. Mezkur hadis buna delalet etmektedir (Kasani, a.g.e., VI, 202-203; İbnü'l-Hümam, a.g.e., VI, 128-129; İbnü'l-Kayyım el-Cevziyye, Zadül-Mead, Beyrut 1400/1981, III, 453; Şevkani, a.g.e., 344; Necibel-Mutii, a.g.e., XV, 253-254; İbn Kudame, a.g.e., V, 706).

6. Alınan malın yerinde kalan mallar: Bir kimsenin malı değiştiğinde camide ayakkabı değişmesi gibi bu bir yanlışlık neticesinde olmuş ise, kalan mal lukata hükmündedir. Fakat kasten alınıp yerine kıymetçe ondan daha düşük bir mal bırakılmış ise, bu malı kullanmak caizdir (Ali Haydar, a.g.e., II, 435; Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, VII, 263-264).

İlan müddeti dolduktan sonra sahibi gelmeyen lukatalarda yapılacak muameleler:

1. Sahibi adına korunması: İlan müddeti dolduktan sonra multakit lukatayı korumaya devam edebilir. Ölümünden sonrada varislere paylaşmamaları ve hıfzetmeleri için vasiyette bulunur (İbnü'l-Hümam, a.g.e., VI, 123).

2. Beytü'l-Mala konulması: Burada lukataların korunacağı bir bölümün bulunması şer'i hükümlerin bir gereğidir. Sahibi geldiğinde lukatayı oradan alır (Ali Haydar, a.g.e., II, 431; Şevkani, V, 343).

3. Hakime teslim etme: Hakim lukatayı koruyabileceği gibi borç verilebilecek bir cinsten ise multakite veya başkasına borç verebilir (İbn Nüceym, a.g.e., V, 125).

4. Satılması: Hakim veya multakit lukatayı satıp parasını muhafaza edebilir. Hakim, lukatayı ilan müddeti dolmadan satabilir ve mal sahibinin hakimin yaptığı satış akdini feshetme hakkı yoktur (İbn Nüceym, a.g.e., V, 128; Ali Haydar, II, 431).

5. Sadaka olarak verilmesi: Multakit, fakir ise lukatayı kendisi kullanabileceği gibi, bir başka fakire de sadaka olarak verebilir. Hanefilere göre, multakit zengin ise lukatayı kullanamaz ve bir başka zengine tasadduk edemez. İmam Şafii ve Ahmed b. Hanbel'e göre ise verebilir (İbn Rüş d, a.g.e., II, 256; Kasani, a.g.e., VI, 202; İbnü'l-Hümam, VI,131-132; Şirbini, a.g.e., II, 415; İbn Kudame, V, 700; Hayreddin Karaman, Mukayeseli İslam Hukuku, İstanbul 1987, III, 57).

Burada şuna işaret etmekte fayda vardır: Lukatanın ilan müddeti içinde sahibinin gelmemesinden dolayı yapılan tasarruflar mal sahibinin hakkını asla zayi etmez. Her ne zaman gelirse gelsin ve hangi değerde olursa olsun mal sahibi geldiğinde malını alabilir. İtlaf veya elden çıkması durumunda malını ödettirme hakkına sahiptir. Çünkü hakların iptali sözkonusu değildir (Mergınani, el-Hidaye, el-Mektebetü'l-İslamiyye ts., II,176; Şafii, a.g.e., II, 288; İbn Kudame, a.g.e., V, 700).

Lukatanın vergisi: Usulüne uygun olarak sahibi arandıktan sonra sahibi bulunamayan lukataların 1/5 (humus)i tahsil edilir ve kalanı bulana ait olur (Ebu Ubeyd, el-Emval, Kahire 1401/1981, s. 313 vd.; Salih Tuğ, İslam Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, İstanbul 1984, s. 88; Tecrid-i Tercemesi, V, 314).

(Lukata konusuyla ilgili olarak klasik kaynaklar dışında bk.: Abdülkerim Zeydan, el-Lukata ve Ahkamüha fi'ş-Şeriati'l-İslamiyye, Mecmua Buhus fıkhiyye, içinde s. 305-348; Feyzi N. Feyzioğlu, Lukata ve Define, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi sayı: 1-4, İstanbul 1954, s. 167; Saffet Köse, İslam Hukukunda Bulunmuş Mal ve çocuk, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1988).

Saffet KÖSE


3-)Lukata, bulanın elinde emanet hükmündedir, yani o mal, mülk edinmek için değil, başkası namına muhafaza etmek (korumak) için alınır. Ancak sahibi bulunmazsa ve fakir ise kendi kullanır; değilse fakir akrabalarına verir. (İbn-i Âbidin)

Lukata; hastanelere ve fakirlerin cenazelerini kaldırmaya sarf edilir (harcanır). Çalışamayacak halde olan kimsesiz fakirlere verilir. Sahibine vereceğinden emin olanın, korumak için alması sünnettir. Yerde helak olacaksa, alması farz olur. Bulan fakir ise, kendi kullanabilir. Sahibi sonra çıkarsa, ya kabul eder, yahut bulana tazmin ettirir (ödettirir). (Kasani-Burhaneddin Merginani)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Sizde içinde Lukata kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Lukata kelimesi anlamı 23 defa okunmuştur. [238849] Lukata kelime anlamı, Lukata nedir, Lukata ne demek, Lukata sözlük anlamı

Paylaş