Sevab Nedir

Sevab Nedir ? Sevab Ne demek ?

1-)SEVAB



İyi bir davranışa karşı Allah tarafından verilecek mükafat; Allah'ın rızasına uygun ve ahiret mükafatına layık iyi iş. İslam dinine uygun olarak girişilen iyi davranışlara karşı Allah'tan umulan mükafatların tamamını dile getiren "sevab"ın karşıtı olarak dilimizde günah ve azap kelimeleri kullanılmaktadır.

İslam terminolojisinde, kulların farz olan ibadetleri yerine getirdikleri takdirde sevap kazanacakları açıklanmakla beraber; bu terim daha çok, dini görev olmayan ve kulların kendiliklerinden yaptıkları iyiliklerin Allah tarafından verilecek mükafatlarını ifade etmektedir. Kur'an-ı Kerim azap ve sevabın sonsuz olduğunu, "Her kim kötülük eder de onun kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktir. Onlar orada devamlı kalırlar"; "İman edip yararlı iş yapanlara gelince, onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalacaklar" (el-Bakara, 2/81-82) ayetleriyle açıklamıştır.

Kur'an-ı Kerim, dünyada işlenen iyi-kötü, az-çok bütün amellerin karşılığının ahirette mutlak surette görüleceğini, bu dünyaya imtihan için geldiğimizi bir çok ayetinde vurgulamıştır (el-Bakara, 2/155). İslam'a göre insanın ahiretteki durumu sevap ve azabının çokluğuna göre değerlendirilecektir. Sevabı çok olanlar Cennet'e, az olanlar da belirli bir süre Cehennem'e gideceklerdir. Kur'an açısından sevap olarak tanımlanan ameller, "amel-i salih" diye nitelendirilmiştir. Kur'an birçok ayetiyle insanları iman etmeğe ve günahlardan sakınarak sevap kazanmağa çağırmıştır (el-Bakara, 2/103). Bir başka Kur'an ayetiyle, dileyene dünya menfaati, dileyene de ahiret sevabının verileceği müjdelenmiştir (Alu İmran, 3/145). Kur'an'da sevap karşılığında mükafat terimi de geçmektedir. Nitekim, Kim dünya mükafatını isterse bilsin ki dünyanın da ahiretin de mükafatı Allah'ın nezdindedir. Allah hakkıyla işitici, kemaliyle görücüdür" (en-Nisa, 4/134). ayetinde sevap bu manada kullanılmıştır. el-Maide, 5/85 ayeti de aynı espri içinde değerlendirilmelidir. Bir başka ayette el-Kehf, 18/46 mal ve oğulların bu dünya hayatı için bir zinet olduğu, baki kalacak güzel amellerin ise Allah katında sevapça daha hayırlı olduğu açıklanmış, aynı mana Meryem, 19/76 ayetiyle de vurgulanmıştır. Güzel ameller işleyen kişi razı olacağı bir hayat, hoşnut bir geçim ve yaşayış içinde bulunacaktır.

Sevap ve günah terimleri bütün dinlerde, özellikle İslam'dan önceki Musevilik ve Hıristiyanlıkta da mevcuttur. İçerik ve kapsam farklı olmakla beraber, bu iki dinde de sevap, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve insanlara yararlı olmak için girişilen her türlü iyi davranışları ifade için kullanılmaktadır. Kitab-ı Mukaddes'in genel esprisi, insanları sevaba teşvik ederek günahlardan sakındırmaktır. İslam'ın zina, hırsızlık, haksız yere adam öldürme gibi haram ve günah saydığı hususlar, tahriften korunabilmiş Tevrat ve İncil metinlerinde de haram ve günah olarak kabul edilmiştir. Aynı şekilde İslam'ın sevap saydığı davranışlar, Musevilik ve Hıristiyanlıkta da sevap olarak nitelendirilmiştir. Kur'an-ı Kerim dikkatle incelendiğinde insanları kötülüklerden uzaklaşmaya, hayır ve sevaba vesile olacak iş ve davranışlara yönelmeye teşvik eden bir çok ayet görülür. Bir müslüman öncelikle şunu bilmelidir; "Herkes bu dünyada yaptığının karşılığını ahirette muhakkak surette görecektir" (el-Bakara, 2/281).

Sevap sadece ahirete hazırlık gayesiyle girişilecek iyi faaliyetler bütünü değildir. Onun, dünya hayatını da ilgilendiren bir çok yönü vardır. Çevremize karşı göstereceğimiz iyi davranışlar buna vesile olur ve bize sevap kazandırır. Çünkü bir müslüman inanır ki; "Dünya sevabı da, ahiret sevabı da Allah'ın yanındadır" (en-Nisa, 4/134). Sevap kazanmanın en güzel yollarından biri, yapılan bütün işlerde Allah rızasını kazanmak, Kur'an diliyle, " Allah'a güzel bir ödünç vermektir" (el-Bakara, 2/245; et-Tegabün, 64/17).

Nice insanlar vardır ki, yaptıkları hayırları gizler ve başkalarına göstermeden yardımlarını onlara ulaştırırlar. Bu güzide insanlar hakkında Cenab-ı Hakk, Mallarını gece ve gündüz, açık-gizli hayra sarfedenlerin mükafatları Allah katındadır. Onlar için ne bir korku, ne de üzülme vardır" (el-Bakara, 2/274) buyurur.

İslam dini insanları daima iyilik yapma yolunda yardımlaşmaya, kötülük yolunda ise bundan uzak kalmaya çağırmıştır (el-Maide, 5/2). Bu dünya hayatında müslümanın görevi Rabbinin huzuruna günahla değil, sevapla çıkmak olmalıdır; "Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkar olarak varırsa Cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür, ne de dirilir" (Taha, 20/74). Sevap konusunda bir noktaya iyi dikkat etmek gerekir: Bu dünya hayatında kişilerin akli ve bedeni kuvvetleri yerinde iken hayır ve iyilik yapmaları, sevaba vesile olacak faaliyetleri bizzat yürütmeleri gerekir. Yoksa ölüm gelip çattığı zaman dövünmenin bir faydası olmayacaktır. Nitekim; "Herhangi birinize ölüm gelip de; "Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!"demesinden önce size verdiğimiz rızıktan harcayın" (el-Münafıkun, 63/10) ayeti, durumu böyle olanların halini gayet güzel bir şekilde açıklamaktadır.

İslam açısından sevap, müslümanlar arasında dayanışma ve sevgi bağlarının kuvvetlenmesini sağlayan güzel bir davranıştır. Sevap duygusu ve sevap işleme aşkı, Allah ile kulların birbirlerine bağlanmasını sağlayan en güzel bir köprüdür. Bu bakımdan dilimizde, "sevaba girmek", "sevap işlemek" ve "sevap kazanmak" vb. deyimler hayır işleri ve hayırlı teşebbüslerde daima hatırımıza ilk gelen cümleler olmuştur.

İslam'a göre sevap kavramını iki ana grupta toplamak mümkündür: 1. Kullar için sevap, 2. Allah için sevap. Ancak kullar ve Allah için olan sevapların kesin hududunu çizmek de kolay değildir. Daha umumi bir açıdan İslam'a göre sevabı, dinin kesinlikle vazife saydığı faaliyetler dışında kalan ve insanın kendi arzusuyla yaptığı fiiller diye tarif etmek mümkündür.

Osman CİLACI


2-)Benim şerikim (ortağım) yoktur. Başkasını bana şerik eden, sevaplarını ondan istesin... (Hadis-i kudsi-Mektubat-ı Ma'sumiyye)

Ümmetimin arasında fitne (ve) fesad yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehid sevabı vardır. (Hadis-i şerif-Taberani)

Allahü teala, dünyada iyilik ve ibadet yapanlara sevab vereceğini vad etmiştir. İyilik ve ibadet yapana ahirette sevab verilmesi, vacib ve lazım değildir. Allahü teala lutf ederek, merhamet ederek, bunlara ahirette sevab vereceğini vad etmiştir. Allahü teala vadinden dönmez. Muhakkak yapar. (Muhammed Hadimi)

Salih amellerin sevabını bütün mü'minlerin ruhuna hediye etmek iyi ve makbuldür. Herbirine ayrı sevab ulaşır. Hakkında hediye etmek için niyet edilip okunan ve hediye edilen meyyitin, sevabı hiç eksilmez. (Muhammed Ma'sum Faruki)


3-)Hayır. Hayırlı iş. Allah (C.C.) tarafından mükafatlandırılacak doğruluk ve iyilik karşılığı. Allah'ın (C.C.) rızasını kazanmağa mahsus iyi amel.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Sevab kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Sevab kelimesi anlamı 31 defa okunmuştur. [242609] Sevab kelime anlamı, Sevab nedir, Sevab ne demek, Sevab sözlük anlamı

Paylaş