Tutma Nedir

Tutma Nedir ? Tutma Ne demek ?

1-)Tutuklama AHZ Destekleme Tutmak işi Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma, gölgeleme, markaj zapt Geçici işçi, yanaşma, uşak, hizmetçi Anlamak, farkına varmak İzlemek Avlamak:"Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz." R. H. Karay MASH Benimsemek, beğenmek Bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak Kaplamak Hürriyetinden mahrum edip bir yere kapamak, tevkif etmek Uygun gelmek, çelişmez olmak Etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek Avlamak Dokunmak; etkisini göstermek İçine girmek; girişmek, yapmak Herhangi bir anlayışla girişmek Hizmetine almak veya kiralamak Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj Biriktirmek, tasarruf etmek:"Sen metelik tutuyorsun gibi geliyor bana Bir sanat eseri geniş ilgi görmek Yemek hafifçe yanmak Bir yerde kalmasını sağlamak Ay başına kadar bana ödünç versene." M. Ş. Esendal Ağrımak, sancımak, musallat olmak Elde bulundurmak, ele almak Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, gölgelemek, markaja almak Saymak:"Kadınların başında gördüğünüz bürümcükten, iç çamaşırlarından tutunuz da entarilik kaba pamuklulara kadar hepsi Osmanlı malı idi." F. R. Atay Ele geçirmek, yakalamak Yaklaştırmak Asılmak, kuvvetlice sarılmak Kaplamak, sarmak, bürümek Yönelmek Bırakmamak Bir kimsenin yerini almak Dokunmak, hasta etmek Saymak Durdurmak, blokaj Biriktirmek, tasarruf etmek Hafifçe yanmak İşgal etmek Sunmak Alacağa (veya vereceğe) saymak Var saymak, farz etmek Herhangi bir durumda bulundurmak Para toplamı...e varmak Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak Bağlamak Giyinmesine yardım etmek İş görebilmek Beklenen sonucu vermek Ulaşmak, varmak Kaplamak, sarmak, bürümek:"Hey başları duman tutmuş dağlar, hey!" Halk türküsü Kocası olmak Dokunmak Girişmek, yapmak:"Askerden sonra ne iş tutacağını bilmemek kahrediyordu Yusuf'u." S. F. Abasıyanık Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek Yazı geçireceğim." P. Safa Beddua etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek:"Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak." M. Ş. Esendal Ağrımak, sancımak, musallat olmak:"... poker oynanıyor Para toplamı ...e varmak Ulaşmak, varmak:"Hayvanlar, Bağdat caddesini tutmuş, çalakamçı ilerliyor." S. M. Alus Başı tutuyor, komşu doktorun hizmetçisini çağırıp çenesini ovduruyor." M. Ş. Esendal Yenilirse kızıyor Hizmetine almak veya kiralamak:"Burada bir kat tuttum Uygun gelmek, çelişmez olmak:"Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu." R. N. Güntekin Hürriyetinden mahrum edip bir yere kapamak, tevkif etmek:"Vahşidir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün değildir." S. F. Abasıyanık Yanında bulundurmak, alıkoymak Ele geçirmek, yakalamak:"Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı." Ö. Seyfettin Elde bulundurmak, ele almak:"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." Ö. Seyfettin Kaplamak:"Tabanı otuz, otuz beş metre kadar tutan bir eşkenar üçgen biçimindedir." T. Buğra Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak:"Şu yağan kar bir tutsun, seyreyle sen ertesi gün çocukları." S. F. Abasıyanık Gereğini yapmak, yerine getirmek Benimsemek, beğenmek:"Ama öylelerini de çevresinde kimse sevmemiş, tutmamıştır." T. Buğra Desteklemek, birinden yana çıkmak Denetimi ve yetkisi altına almak Uğramak Herhangi bir durumda bulundurmak:"Seksen bir yaşında da olsa çalışmak insanı zinde tutuyor." H. Taner Bir cümlede fiilden önce ve fiilin kipinde veya sıfatfiil durumunda kullanıldığında o fiilin anlattığı işin çok beklenmediği, umulmadığı veya çok uygun düşmediği halde yapıldığını anlatır Giyinmesine yardım etmek:"Kucaklaşma sahanlıkta başlar ve ayakkabılarını çıkarıp karısının tuttuğu terliklerini giyene kadar Serdar'ın kolları boynunda kalır." T. Buğra Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak Kayıt, zabıt, not kelimelerine "etmek" anlamıyla yardımcı fiil olarak katılır Sunmak. İşgal etmek. İzlemek:"Tepeden inince Değirmendere'ye hakim bir iz tutacaksınız." R. H. Karay Alıkoymak Bir kimsenin yerini almak:"Bak azizim, dedim, ben senin yerini tutamam." Y. K. Karaosmanoğlu Asılmak, kuvvetlice sarılmak:"Üç kişi tutarlarmış da onu pencerenin önünden çekemezlermiş." P. Safa Yönelmek:"Oyuncular ağır ağır soyunma odasının yolunu tuttular." H. Taner Bırakmamak:"Baba sesini çıkarmadı, hatta öksürüğünü bile galiba tuttu." P. Safa Sürmek, zaman almak Ya yeşerir ya yeşermez." Ş. Rado. İş görebilmek:"Eli ayağı tutsun, açlıktan ölmesin, yeterdi ona." T. Buğra Yaklaştırmak:"Biraz toz olsa mendilini burnuna tu(Tarih) " A. Ş. Hisar Alacağa veya vereceğe saymak Hedef olarak almak Var saymak, farz etmek:"Haydi tutalım babasının bir günahı vardı, çekti." M. Ş. Esendal Edinmek, peyda etmek Kullanmak Tohum ya tutar ya tutmaz Beklenen sonucu vermek:"Toprağa atılan her tohum bir ümittir Başlamak Bağlamak:"Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım." B. S. Erdoğan Otobüs, vapur, uçak vb. dokunmak, hasta etmek


2-)Destekleme.


3-)Yanaşma.


4-)Markaj.


5-)Tutmak işi.


6-)Herhangi bir vücut bölümünü belli bir duruşta, ölçülü olmak koşuluyla bir süre devinimsiz bırakma.


7-)Bir resmi, kendinden önceki ya da sonraki resmin durumuna tıpatıp uygun duruma yerleştirme.


8-)Karşı takımın bir oyuncusunun kımıldamasına engel olacak şekilde, bedenle yapılan abanma hareketi.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Registration.
İngilizcesi İngilizce
Catchment.
İngilizcesi İngilizce
Redemption.
İngilizcesi İngilizce
Charter.
İngilizcesi İngilizce
Check.
İngilizcesi İngilizce
Clutch.
İngilizcesi İngilizce
Detention.
İngilizcesi İngilizce
Hold.
İngilizcesi İngilizce
Repression.
İngilizcesi İngilizce
Restraint.
İngilizcesi İngilizce
Support.
İngilizcesi İngilizce
Holding.
İngilizcesi İngilizce
Catch.
İngilizcesi İngilizce
Seizing.
İngilizcesi İngilizce
Capture.
İngilizcesi İngilizce
Keeping.
İngilizcesi İngilizce
Retaining.
İngilizcesi İngilizce
Arrest.
İngilizcesi İngilizce
Adhesion.
İngilizcesi İngilizce
Maintenance.
İngilizcesi İngilizce
Taking.
İngilizcesi İngilizce
Upholding.
İngilizcesi İngilizce
Clinging.
İngilizcesi İngilizce
Gripe.
İngilizcesi İngilizce
Clutching.
İngilizcesi İngilizce
Handgrip.
İngilizcesi İngilizce
Handling.
İngilizcesi İngilizce
Hire.
İngilizcesi İngilizce
İnvasion.
İngilizcesi İngilizce
Delaying.
İngilizcesi İngilizce
Retarding.
İngilizcesi İngilizce
Hiring.
İngilizcesi İngilizce
Occupation.
İngilizcesi İngilizce
Engagement.
Almancası Almanca
Deckung
Fransızcası Fransızca
Repérage, stabilisation
Fransızcası Fransızca
Tenir

  • Kızılay yetkilileri ile sınırda sığınmacıları ziyaret eden Vali Gültekin,"Şu anki sığınmacılar için sınırın öbür tarafından Tutma kararı alındı.
  • Haberde, Hristofyas, Lübnan Devlet Başkanı ile bölgedeki gelişmeleri de ele aldıklarını belirterek Lübnan Hükümeti’ni, ülkesini Suriye meselesinden uzak Tutma politikası nedeniyle kutladı.

Sizde içinde Tutma kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Tutma kelimesi anlamı 85 defa okunmuştur. [226872] Tutma kelime anlamı, Tutma nedir, Tutma ne demek, Tutma sözlük anlamı

Paylaş