Yapmak Nedir

Yapmak Nedir ? Yapmak Ne demek ?

1-)Onarmak, tamir etmek Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek:"Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım." R. H. Karay TARR SUN' İKA ETMEK gitmek SEFF NEFŞ akdetmek çıkmak icra etmek Düzenli bir duruma getirmek Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek Üretmek Olmak Gerçek niteliğini vermek Bir kimseye bir meslek kazandırmak; yetiştirmek bir durum yaratmak Birini herhangi bir duruma düşürmek Gerçekleştirmek Davranmak, hareket etmek Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak Zarara yol açmak Etkili olmak Salgılamak, çıkarmak Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek:"Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım." R. H. Karay Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek:"Şu işi yapıver diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu." S. M. Alus Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek:"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." Ç. Altan Olmasına yol açmak Bir işle uğraşmak, meşgul olmak:"Yaratıcı hamleler yapmak isteyen bir millet için mutlaka bir şeye inanmak lazım." O. S. Orhon Dışkı çıkarmak Gerçekleştirmek:"İlk ve orta öğrenimini Anadolu'da yapmıştır." Y. Z. Ortaç Olmak. İyilik veya kötülükte bulunmak Yol almak Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek:"Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı." H. Taner Edinmek, sahip olmak Tehdit yolyla birini herhangi bir duruma düşürmek Evlendirmek Bir durum yaratmak:"Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı." N. Araz Bir işle uğraşmak, meşgul olmak İRAS ETME Doğadaki şeylere benzetilerek insan eliyle yapılmış, yapay, suni:"Eliyle bahçenin dökme taştan yapma mağaralarından birini göstererek..." Y. K. Karaosmanoğlu. İçten olmayan, içten gelmeyerek yapılan, yapmacık:"Fakat fazla içliliği erkekliğe yakıştıramadığından kendini her zaman yapma bir sertliğin arkasına gizlerdi." H. Taner Yapmak işi Doğadaki şeylere benzetilerek insan eliyle yapılmış, yapay, sun'i İçten olmayan, içten gelmeyerek yapılan, yapmacık Tezeğin kalıplanıp kurutularak yakacak haline getirilmesi


2-)Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek
Örnek:Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan


3-)Olmasına yol açmak.


4-)Onarmak, tamir etmek.


5-)Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek
Örnek:Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım. R. H. Karay


6-)Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek
Örnek:Şu işi yapıver, diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu. S. M. Alus


7-)Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek
Örnek:Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım. R. H. Karay


8-)Düzenli bir duruma getirmek.


9-)Üretmek.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Father.
İngilizcesi İngilizce
Put on.
İngilizcesi İngilizce
Accomplish.
İngilizcesi İngilizce
Acquit oneself.
İngilizcesi İngilizce
Architect.
İngilizcesi İngilizce
Build.
İngilizcesi İngilizce
Carve out.
İngilizcesi İngilizce
Contrive.
İngilizcesi İngilizce
Create.
İngilizcesi İngilizce
Engineer.
İngilizcesi İngilizce
Establish.
İngilizcesi İngilizce
Execute.
İngilizcesi İngilizce
Fashion.
İngilizcesi İngilizce
Fulfil.
İngilizcesi İngilizce
Fulfill.
İngilizcesi İngilizce
Go over.
İngilizcesi İngilizce
Go through.
İngilizcesi İngilizce
Have.
İngilizcesi İngilizce
İmplement.
İngilizcesi İngilizce
Land.
İngilizcesi İngilizce
Make.
İngilizcesi İngilizce
Perform.
İngilizcesi İngilizce
Practice.
İngilizcesi İngilizce
Practise.
İngilizcesi İngilizce
Produce.
İngilizcesi İngilizce
Profess.
İngilizcesi İngilizce
Put thro.
İngilizcesi İngilizce
Commit.
İngilizcesi İngilizce
Construct.
İngilizcesi İngilizce
Cost.
İngilizcesi İngilizce
Deliver.
İngilizcesi İngilizce
Discharge.
İngilizcesi İngilizce
Draw.
İngilizcesi İngilizce
Fabricate.
İngilizcesi İngilizce
Fill.
İngilizcesi İngilizce
Found.
İngilizcesi İngilizce
Hold.
İngilizcesi İngilizce
Manage.
İngilizcesi İngilizce
Manufacture.
İngilizcesi İngilizce
Perpetrate.
İngilizcesi İngilizce
Redeem.
İngilizcesi İngilizce
Transact.
İngilizcesi İngilizce
To do.
İngilizcesi İngilizce
To make.
İngilizcesi İngilizce
To perform.
İngilizcesi İngilizce
To fulfil.
İngilizcesi İngilizce
To carry sth out.
İngilizcesi İngilizce
To mend.
İngilizcesi İngilizce
To repair.
İngilizcesi İngilizce
To fix onarmak.
İngilizcesi İngilizce
Tamir etmek.
İngilizcesi İngilizce
To build.
İngilizcesi İngilizce
To construct.
İngilizcesi İngilizce
To erect.
İngilizcesi İngilizce
To found inşa etmek.
İngilizcesi İngilizce
To produce.
İngilizcesi İngilizce
To manufacture.
İngilizcesi İngilizce
To bring sth out üretmek.
İngilizcesi İngilizce
To cause yol açmak.
İngilizcesi İngilizce
To marry to evlendirmek.
İngilizcesi İngilizce
To cost.
İngilizcesi İngilizce
To do with.
İngilizcesi İngilizce
To have.
İngilizcesi İngilizce
To possess.
İngilizcesi İngilizce
To cook.
İngilizcesi İngilizce
To draw.
İngilizcesi İngilizce
To deliver.
İngilizcesi İngilizce
To fashion.
İngilizcesi İngilizce
To create.
İngilizcesi İngilizce
To prepare.
İngilizcesi İngilizce
To buoy oneself with sth.
İngilizcesi İngilizce
To do sth as one's regular work or occupation.
İngilizcesi İngilizce
To carry out.
İngilizcesi İngilizce
To affect.
İngilizcesi İngilizce
To execute.
İngilizcesi İngilizce
To fix sth.
İngilizcesi İngilizce
To caus.

  • Kurban bağışında fiyatın uygun olması nedeniyle daha çok yurt dışının tercih edildiğini vurgulayan Seçer, şunları ifade etti : 'Bağışçıların yüzde 90'ı Arakan'a bağış Yapmak istiyor.

Sizde içinde Yapmak kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Yapmak kelimesi anlamı 372 defa okunmuştur. [186414] Yapmak kelime anlamı, Yapmak nedir, Yapmak ne demek, Yapmak sözlük anlamı

Paylaş